Bu Blogda Ara

9 Ocak 2014 Perşembe

ENIGMA ÇEŞİTLEMELERİ - NIMROD



Bugün, ismi gibi gizemli bir esere doğru yol alıyoruz. Yunanca bir sözcük olan ‘enigma’nın ‘bilmece’ anlamını taşıdığını, notalara yolculuğumuzu planlarken öğrenmiş bulunuyorum, eserin hikayesini de.

Anlatılanlara göre, Edward William Elgar, yorucu bir günün ardından evine döndüğünde rahatlamak amacıyla piyanosunun başına geçer. Parmakları tuşlar üzerinde gezinirken, ortaya çıkan melodi, eşi Alice’in dikkatini çeker. Alice melodiyi yinelemesini istediğinde Elgar, melodiyi her seferinde biraz farklılaştırarak çalmaya başlar. 1899 yılında 42 yaşında olan Elgar’ın, bir besteci olarak tanınmasını sağlayacak meşhur ‘enigma çeşitlemeleri’nin yaratımı işte böyle başlar. Eser, başarılı bir prömiyerin ardından, ününü İngiltere sınırlarının ötesine taşır.

Eserin orijinal adı, ‘özgün bir tema üzerine çeşitlemeler’dir. Elgar, özgün temaya eşlik eden gizli bir temanın varlığından söz eder öyle ki tema, eserde duyulmadan var olmayı başarmaktadır. 'Enigma' işte bu temadır. Elgar, tüm ısrarlara rağmen başka bir açıklama yapmayınca, müzik dünyasını meşgul eden bu bilmece çözülemez ve eser 'enigma çeşitlemeleri' olarak anılmaya başlar.

Sayısı 14’ü bulan çeşitlemeler, bazı harfler veya lakaplarla tanımlanmıştır. Elgar, ‘Eserimi, kendi portresini burada gören dostlarıma adıyorum’ diyerek bir bilmece daha ortaya koyar. Neyse ki, bu kişilerin kimler olduğu anlaşılır, bestecinin aile bireyleri ve dostlarıdır.

Birinci çeşitleme, eşi Caroline Alice Roberts’ın, sonuncusu kendisinin, en beğenilen ve ‘Nimrod’ olarak anılan dokuzuncusu ise yakın dostu August Johannes Jaeger’ın müzikal portreleridir. ‘Nimrod’, Almanca’daki ‘Jäger’in karşılığıdır. Elgar’ın bestesini adadığı eşi ve arkadaşı August, mesleki anlamda umutsuzluğa kapıldığında, Elgar’ı yüreklendiren kişilerdir. Yürüdüğümüz yolda bizimle beraber olan dostlarımıza, teşekkür edebilmenin en kıymetli yolu bu olsa gerek...

Elgar, ilk önce August’u, sonra da daimi destekçisi eşini kaybedecek ve eşinin vefatından sonra neredeyse hiç beste yapmayacaktır. Bunda, I. Dünya Savaşı’nın sonlanmasıyla müzikal anlamda yeni bir döneme girilmesinin ve Elgar'ın kendini bu döneme yabancı hissetmesinin de etkisi vardır kuşkusuz.

Şimdi sizi ‘Nimrod’ ile baş başa bırakıyorum. Ben onu, başka bir yaşamın müziğiymiş gibi algılıyorum, çok eski bir geçmiş veya uzak bir geleceğin içinden geliyor sesi bana... 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder