Bu Blogda Ara

8 Mayıs 2014 Perşembe

LIEBESTRAUM 3


Henüz 7 yaşındayken çok iyi piyano çalabilen Franz Liszt, öncelikle, sıra dışı bir piyano virtüözü* olmasıyla akla gelir. O, piyanonun potansiyelini ortaya çıkaran, piyanistin rolünü geliştirerek modern piyano resitalini yaratan kişidir. Bununla birlikte, ellerini yukarı kaldırarak, çalgıya adeta saldıran piyanist türünü yarattığı söylenir...

'Liebestraum' yani aşk hayalleri, piyano için yazdığı solo çalışmalardır. Üçlünün ilki, ilahi aşkın, ikincisi erotizmin, sonuncusu saf sevginin melodisi olarak bilinir. Yolculuğumuzun bugünkü durağındaki eser, Macar bestecinin aşk maceralarıyla dolu yaşantısına bir gönderme gibidir...

Liszt, henüz 23 yaşındayken, Kontes Marie d’Agoult ile tanışır. Bu tanışmanın başlattığı aşk, evli olan Kontes'in, eşini terk etmesiyle gelişir ve üçüncü çocuklarının doğumundan sonra kopma noktasına gelir. Liszt bu dönemde, piyanist kimliğiyle çeşitli ülkelere turnelere çıkar. 8 yıl kadar sürecek bu seyahatlerin bir durağı da, İstanbul dur. Besteci, Çırağan Sarayı'nda Abdülmecid’in huzurunda ve Büyükdere’deki Franchini Köşkü'nde konserler verir. 

Rusya’daki turne, yeni bir aşkın başlangıcı olacaktır. Bu defa, Liszt uğruna kocasını terk edecek olan kadın, Prenses Carolyne'dir. Carolyne, kendisi ve besteci için yeni bir hayat planı yapmakta gecikmez ve Liszt, konser piyanistliğine son verir. Orkestra şefliğini sürdürerek, yerleşik bir düzene geçer. Uzun süren birlikteliklerini evliliğe taşımak üzere Roma’ya giden çift, Carolyne'nin ilk evliliğinin engeliyle, kiliseden onay alamaz ancak bu seyahat oldukça ilginç bir sonuç doğurur. 

Liszt, Roma’dan, bir rahip olarak geri döner... Ancak bu durum, o dönemde 50 yaşlarında olan bestecinin, 30 yaşındaki, Barones Olga von Meyendorff ile yeni bir ilişkiye başlamasına engel olmayacaktır...  


* Anlamlarına, Klasik Müzik Terimleri sayfasında yer verilmiştir. (Arşiv: Ekim 2013)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder