Bir varmış, bir yokmuş...
‘Doğu ülkelerinden
birinde yaşayan ve karısı tarafından aldatılan Sultan Şehriyar, tüm kadınların
nankör ve sadakatsiz olduğunu düşünüyormuş. Her gün yeniden evlenen Sultan,
eşlerini ertesi sabah öldürtüyormuş. Bu duruma engel olmak isteyen vezirin
genç, güzel ve akıllı kızı Şehrazad, Sultan’ın eşi olmaya aday olmuş. Ona her
gece birbirinin içine geçen masallar anlatmaya koyulmuş. Onları artan bir merak
ve heyecanla dinleyen Sultan, 1001 gece boyunca devam eden masallar sona
erdiğinde, anlamsız intikamını durdurmuş...’
Sir Richard Burton’un,
içindeki erotik öğeleri sansürlemeksizin Arapça’dan tercüme ettiği ‘1001 Gece
Masalları’, popüleritesi hayli yüksek bir eser. Ondan ilham alan yapıtlar
içerisinde en beğenileninin, bir orkestrasyon ustası olan Rus besteci Nikolai
Rimsky-Korsakov’un ‘Şehrazad’ süiti* olduğu söylenebilir. Rimsky-Korsakov yabancısı olduğumuz bir isim
değil zira onunla notalara yolculuğumuzun başka bir durağında karşılaşmıştık.
O, Alexander Borodin’in ölümünden sonra, bestecinin 'Prens Igor Operası’nı düzenleyen
ve bizlerle buluşturan kişilerden biridir. Esasen Rimsky-Korsakov’u oryantal
bir eser bestelemeye teşvik eden de, Borodin'in bu eseridir.
'Şehrazad' süitinin
bölümleri bugün '1001 Gece Masalları'nın adlarıyla anılsa da, bestecisi hikayeleri
portrelemeyi değil, onların ruhunu müziğine yansıtmayı istemiş aslında. Bölümler
için kullandığı klasik müzik terimleri, müzikçiler tarafından fazla ciddi
bulunduğundan, ‘Deniz ve Sinbad’ın Gemisi’, ‘Prens Kalender’in Öyküsü’, ‘Genç
Prens ve Prenses’ ve ‘Bağdat’ta Şenlik, Deniz, Geminin Batışı ve Bitiş’ adları
kullanılır olmuş. Söz denizden açılmışken, bestecinin kendisinin de bir deniz
tutkunu olduğunu söylemek gerek. Rimsky-Korsakov, otuz yaşına kadar deniz
subayı olarak görev yapmış ve ilk eserini, çıktığı seferlerden birinde kaleme
almış.