‘Küçük bir kız çocuğu olan
Clara’ya Noel’de bir fındık kıracağı hediye edilir. Clara, aynı gece rüyasında,
yılbaşı ağacını ve oyuncaklarını büyümüş ve canlanmış olarak görür. Asker
üniformaları içindeki büyük fareler, Fare Kral yönetiminde Clara’nın odasının
etrafını sarmışlardır. Ancak Fındıkkıran, Fare Kral ve askerlerini yenilgiye
uğratmakta gecikmez. Bundan sonra yakışıklı bir prense dönüşür ve Clara’yı
sihirli bir yolculuğa çıkararak, ülkesine götürür. Ülkenin perisinin onlar şerefine düzenlediği şenlikte danslar başlar...’
Ernst Theodor
Amadeus Hoffmann’ın ‘Fındıkkıran ve Fare Kral’ hikayesi, koreograf Marius Petita’nın elinden geçip, bestecinin müziğiyle birleşince,
çocuk masalı olmaktan uzak halinden çıkarak, bir peri masalına dönüşür. Seyircisiyle
ilk defa 1892 yılında buluşan bale, o zamandan bu yana bestecinin en
çok sahnelenen eseri olmuştur. Noel ve yılbaşında baleyi izlemek, neredeyse bir
gelenek haline gelmiştir ki, bence bir çocuğa verebileceğimiz güzel
hediyelerden biri, onu Fındıkkıran Balesi’ne götürmektir. Onun masalsı
dünyasında gezinmek, küçük büyük her yaş grubu için büyüleyici bir deneyimdir.